Geçtiğimiz hafta iki günlüğüne şirket dışında bir eğitime gidecektim.Eğitimin Boğaziçi Üniversitesi'nin Bebek'teki kampüsünde olacağını öğrenince biraz değişiklik olacak diye düşündüm. Ama değişiklik umduğumdan fazla geldi bana! Normal şartlarda işe gitmek için 7'de servise bindiğimden eğitimin bu yakada ve 9'da olması hem daha fazla uyumam hem de güne üç kez kahvaltı ederek başlamamı sağladı.
En sevdiğim öğün kahvaltıdır ve beni bıraksalar akşama kadar birkaç kez kahvaltı eder, başka birşey istemem! Üç kahvaltı diye abarttığıma bakmayın; ilki sabah kalkar kalkmaz bir gece önce yaptığım börekten bir dilimdi sadece açlığımı bastırsın diye. Sonra eşimle birlikte onun çalıştığı şirkete gittik ve sevgili eşim bana orda sıcak bir kahvaltı ısmarladı. Onun masasında kahvaltı ederek (etraftaki tüm dağınık proje çıktılarına rağmen) güne başlamak çok güzeldi :) Sonra eşim Bebek'e gitmek için beni taksiye bindirdi. Geçen seferki sokak simitçisi gibi (Bkz: Sokak Simitçisi) bu kez de sanki İstanbul'un en kibar taksi şoförüyle Boğaz kıyısından, Bebek sahilinden geçerek sabah koşusu yapan insanları izleyerek eğitim yerine ulaştım.İstanbul'un içinde ama İstanbul'a ait olmayan biryermiş gibi derler ya ben buna katılmıyorum. Bence gerçek İstanbul'muş gibi, eski güzel İstanbul'muş gibi geldi kampüs ve çevresi bana... Eğitim salonlarının bulunduğu şirin küçük binanın yakınına geldiğimde beni bu birbirinden sevimli kediler karşıladı! Eğitime beş dakika kalmıştı ama ben onların fotoğraflarını çekmeden girmedim içeriye. İlk gün cep telefonumla çekebildim onları ama ikinci gün hazırlıklıydım, profesyonel makinemi yanımda götürdüm. Yalnız yerlerinde durmuyorlardı ki onları şöyle güzelce bir çekeyim! Çekebildiğim kadarıyla çektim ben de. Şu sarı kedi var ya onu Bora'ymış gibi sevdim :)
En sevdiğim öğün kahvaltıdır ve beni bıraksalar akşama kadar birkaç kez kahvaltı eder, başka birşey istemem! Üç kahvaltı diye abarttığıma bakmayın; ilki sabah kalkar kalkmaz bir gece önce yaptığım börekten bir dilimdi sadece açlığımı bastırsın diye. Sonra eşimle birlikte onun çalıştığı şirkete gittik ve sevgili eşim bana orda sıcak bir kahvaltı ısmarladı. Onun masasında kahvaltı ederek (etraftaki tüm dağınık proje çıktılarına rağmen) güne başlamak çok güzeldi :) Sonra eşim Bebek'e gitmek için beni taksiye bindirdi. Geçen seferki sokak simitçisi gibi (Bkz: Sokak Simitçisi) bu kez de sanki İstanbul'un en kibar taksi şoförüyle Boğaz kıyısından, Bebek sahilinden geçerek sabah koşusu yapan insanları izleyerek eğitim yerine ulaştım.İstanbul'un içinde ama İstanbul'a ait olmayan biryermiş gibi derler ya ben buna katılmıyorum. Bence gerçek İstanbul'muş gibi, eski güzel İstanbul'muş gibi geldi kampüs ve çevresi bana... Eğitim salonlarının bulunduğu şirin küçük binanın yakınına geldiğimde beni bu birbirinden sevimli kediler karşıladı! Eğitime beş dakika kalmıştı ama ben onların fotoğraflarını çekmeden girmedim içeriye. İlk gün cep telefonumla çekebildim onları ama ikinci gün hazırlıklıydım, profesyonel makinemi yanımda götürdüm. Yalnız yerlerinde durmuyorlardı ki onları şöyle güzelce bir çekeyim! Çekebildiğim kadarıyla çektim ben de. Şu sarı kedi var ya onu Bora'ymış gibi sevdim :)
O gün tatilde değildim, gezide değildim, iş amaçlı bir eğitimdeydim ama işe farklı bir yoldan gitmiş gibi mutlu hissettim. Trafikte eşimle olmak, onla onun masasında kahvaltı etmek, sonra Boğaz'ı izleyerek kısa bir yolculuk etmek, dökülmüş yapraklar, yaprakların üzerinde, ağaçların arasında koşuşturan bu kediler, tanıştığım yeni insanlar, öğle yemeğinde bizi karşılayan renkli masa, kırmızı, mor bardaklar beni mutlu etmeye; tatildeymişim hissini vermeye yetti! Eğitim de umduğumdan güzel geçti, ballı kaymak oldu!
Hepinize şimdiden iyi haftalar, benimkinden çok daha güzel haftalar diliyorum.
Sevgiler...
Böyle minik güzel değişiklikler insana nasıl da keyif veriyor değil mi:) Ben de kahvaltıyı çok severim, her sabah 8de başlayan mesaime servisimiz yüzünden 7küsürde varınca uzun uzun kahvaltı ediyorum:) Kedilerden korkmama rağmen pek şirin görünüyorlar. Çok çok güzel haftalar:)
YanıtlaSilEvet canım kesinlikle iyi geliyor. Bir gün bir kahvaltıda buluşmak üzere diyeyim o zaman? :) Kocaman öptüm sizi...
YanıtlaSilİnşallah canım çok isterim, bizden de öpücükler:)
Silne güzel ben böyle eğitimlere bayılırım değişiklik oluyor
YanıtlaSilEvet Güzin hem faydalı hem eğlenceliyse daha da güzel oluyor :)
SilRutinlik insanı depresifleştiriyor malesef,sizin için güzel bir hareketlilik olmuş :)) her nekadar iş için olsada...
YanıtlaSilTebdil-i mekanda ferahlık varmış kuzucum...
YanıtlaSilHele de eğitimin bu denli şart olduğunu düşünürsek;p (bu cümle sanırım benim çalışmayı ve herhangibir eğitim seansını ne kadar özlediğimi gösteriyor) :))))
Kedilerin gözlerine bakıp,bir de acı acı miyavlıyorlarsa,onlarla ağladığımı bilirim ;p
Uzaktan severim genelde,çok da dokunmam ama gerçekten çok severim..
Bu minnoşlar da çok sevimliymiş hakikaten canım!!
Öpüyorum çok
Burcu
www.roomsgardens.blogspot.com
Ben en çok pisileri severim!!! Purrrr yapsınlar ayaklarımın dibinde. Kediiiii!!! Kedi de kediiii :D
YanıtlaSil