Önce cebinden şıngır şıngır para sesleri gelir...
Bora : Anne sana makine ve ekmek alıp geleyim mi? (Makine : Dozer, iş makinesinin Bora'cası...)
Derya : Olur al oğlum, benim de oyuncak bir makinem olsun.
Bora : Ben sana makine alcaktım, ister misin? (Cebindeki bozuk paraları çıkartıp sayar...)
Benim param var, ben makine alcam şimdi. (Kafasını ve kıvırcık buklelerini aşağı yukarı sallar hevesle...Koşa koşa yatak odasına gidip gelir.)
Derya : Hani oğlum aldın mı bana makine?
Bora : Alcam alcam, dur ben bi ekmek alayım.
(Düşünüp taşınır döner )
Bora : Anne ben uçağa bincem, ekmek alcam gelcem bunun içine koyucam.
Anne ben makine almadım. Alayım mı? Benim param var. Makine orda. Şimdi ben makine alcam sana, bu çantanın içine koyucam.
Derya : Ne makineymiş arkadaş?
Yazı yazarken yanlışlıkla kağıdın delinmesi üzerine koltukların çizildiğini gören Bora o sırada bilgisayarla uğraşan annesine nazikçe ve şefkatle yanaşır.
Bora : Annecim ne güzel müzik mi çıktı?
Bora : Annecim senin saçların çok güzel mi? (Annenin kucağına atlayarak en şirin gülümsemesi ile dudaktan öpmeye çalışır.)
Anne : (Şaşkın ve mutlu) Teşekkür ederim oğlum, çok naziksin.
Bora : Anne ben yazı yazıyım mı o kalemle?
Bora : Anne ben koltuğu çizmedim mi?
Durumu anlayan anne olay yeri incelemesi yapıp şekfatle Bora'yı kucaklar.
Anne : Oğlum olsun napalım sileriz çıkar. Hadi gel silelim senle?
Bora : Silelim mi anne, çıkar di mi anne?
Anne : Çıkar tabi oğlum, napalım...
Bora : (Islak mendille koltuğu silmeye çalışır. Anne üzülmüştür, anlar...)
Anne üzülme ama üzülmeeee!.. Bak bu koltuk çok güzeeeel! (Diğer koltuğu gösterir...)
* Bora *
Nazoş Teyzesi'nin hediyesi ile mutlu bir poz :)
23.11.2013