Sayfalar

30 Mart 2013 Cumartesi

Oğlumdan İlk Çiçek

Çok, çoook farklı bir duyguymuş...İnsanın oğlundan, yavru kuşundan bir çiçek alması kadar mutlu eden, benzer başka bir duygu yokmuş! Üstelik minik erkek bunu kırk yıldır yapıyormuş gibi, içinden geliyormuş gibi yapıyorsa tadından yenmiyormuş!


Boralikam ilk çiçeğini bana İzmir'de verdi. Çiçek, kitabımın arasında (İnsan Coğrafyası Atlası) İstanbula'a, eve kadar geldi. O kadar, o kadar değerli ki... Yıllar sonra kitabı açıp bu çiçeği gördüğümde kimbilir neler hissedeceğim?
Hep böyle ince, romantik ruhlu biri ol canım oğlum. Ağladığımı sandığında (numaradan sana cilve yaparken) ağzıma emziğini tutuşturup sırtıma minik ellerinle "pış pış pış" yaptığın gibi sev beni, çevrendekileri, tüm insanları...Sev ve sevil...

25 Mart 2013 Pazartesi

Uçtu Uçtu Bora Uçtu!

23 Mart 2013 Cumartesi günü Bora ilk kez uçağa bindi ve küçük bir gezi için (babacığının erken doğum günü kutlaması için) İstanbul'dan İzmir'e uçtu...
Tahminimden daha kolay oldu Bora ile uçmak. Ağlamasından, çığlık atmasından, kulaklarının tıkanmasından korkmuştum ama sizin cool erkek Bora'nız tahmin edeceğiniz gibi yine cool'luğundan taviz vermedi!

Bora'cık henüz karnımdayken (6 aylık hamile iken) Antalya uçuşumuzda uçakta oluşan sorun ve atlattığımız büyük tehlikeyi ister istemez hatırladım bu uçuşta ve şükrettim. Şükrettim doğduğu için ve birlikte sağlıklı olduğumuz için...


Bilet parçalarını saklıyorum oğluşkamın...


Ve uçak kalkışa hazırlanırken pencereden bakan bu fotoğrafını...

Erkekler Tuvaleti

Dün erkekler tuvaletine girdim.
Evet, yanlış okumadınız dün ben erkekler tuvaletine girdim!

Nasıl mı, neden mi? İşte şu aşağıdaki resimde gördüğünüz sarı ufaklık gibi bir ufaklık yüzünden. Benim ele avuca sığmayan, tüm havaalanında öpücük atmadık insan bırakmayan, herkese el sallayan, hediyeler toplayan, dün Adnan Menderes Havalimanı'nda bir şekilde bulunan çalışan, yolcu kim varsa çoğunun yüzünde gülümseme bırakan, D&R çalışanları ile Gangnam Style oynayan, annesi ve babasını yoran, annesini şaşkına çeviren minik Bora'm yüzünden :) Evet, bu yüzden erkekler tuvaletine girdim.
Bebek bakım odasında hızla Bora'nın altını değiştirip uçağa da geç kalmamak için, ee anneliğin de doğasında acelecilik, pratiklik olduğundan sanırım bebek bakım odası çıkışı sağa çark yapıp hızlıca tuvalete girdim.

Girmemle çıkmam bir oldu mu? Olmadı...Çünkü anlık bir şok yaşadım. "Bu amcanın kadınlar tuvaletinde ne işi var?" şeklinde... (Benim hata yapmam pek ihtimaller dahilinde olmadığı için :) ) Neyse ki amca beni görmeden anlık şokumu atlatıp hızla geri döndüm.
O an kendimi küçük bir kız çocuğu gibi utangaç, şaşkın hissederek eşimle Bora'nın peşinden koşup yaptığımı anlattım. Eşim inanamadı, o da küçük bir şok atlattı. Ben "Sen o tarafa doğru baktığın için orası sandım, girdim" deyince doğal olarak şoku biraz daha arttı.

Komik bir aileyiz sanırım :)

Resim alıntıdır.

5 Mart 2013 Salı

Uçağınızın kalkmasını beklerken bir kaçak olduğunuzu öğrenseniz ne yapardınız?

Havaalanında geçen uzun bekleyişler nasıl daha stresli hale gelebilir diye kendinize sordunuz mu?

En fazla biletiniz kaybolur, bavulunuz karışır zannediyorsunuz değil mi? Aşağıdaki video, bu konudaki bütün beklentilerinizi alt üst ediyor.

NIVEA, yolcular üzerinde uyguladığı Stres Testi’yle, onlara stres dolu dakikalar yaşatmış ve yeni Stress Protect deodorant için eğlenceli bir viral reklam hazırlamış. İzleyin ve siz bu duruma düşseniz ne tepki verirdiniz hayal edin…



  Bir bumads advertorial içeriğidir.

3 Mart 2013 Pazar

Şubat Ayı'nda Piknik Yapılır Mı?

Hem de minik bir bebekle?..Bakınız; yaptık, oldu! ;)
Bora'nın biricik Nazoş Teyzesi geçen Pazar biz plansız plansız evde takılıyorken günün hem de tam ortasında pat diye arayıp bizi bir saat içinde organize etti. Bir saat içinde duş alındı, Bora doyuruldu, giydirildi, piknik sepeti diyemem ama piknik çantası hazırlandı.Bunlar yapılıyorken 4-5 telefon görüşmesi, bir kaç mesaj da araya sıkıştı, bir saat içinde kapıda hazır bulunuldu!

Telefonu açtığımda Ortaköy'e gidip kumpir yiyelim filan demesini beklediğim Nazoşum'un, hadi pikniğe gidelim hem de Polenezköy'e diyeceğini tahmin etmemiştim! Bakın apar topar gidilen kış pikniğinde neler yaptık :

İpekböceği kıvamında battaniyesinde sarılan Bora ile hamak keyfimiz...


Biraz kaydırak, biraz tahterevalli derken Bora mı çocukluğunu yaşadı yoksa biz mi bilemedik :)


Şubat ayında piknik olmaz mı? Oluyormuş, hem de çöl ortasında vaha gibi! Ballı kaymak gibi :)
Bir de insanın candostuyla içtiği çay bir de mangalda ve açık havada oluyorsa lezzetine doyum olmuyormuş!