Sayfalar

29 Aralık 2012 Cumartesi

İşte Kazanan!

Merhabalar,

Dün sonlanan yeni yıl çekilişimizin ardından Bora kazananı minik parmaklarıyla bugün belirledi. Önce yorum bırakan sevgili izleyicilerimin isimlerini tek tek yazıp kestik, sonra katlayıp Bora'nın doğum şekeri sepetine attık. Çekilişi yapması için Bora Bey'in öğle uykusundan uyanmasını bekledik.

Uykudan kalkan küçük beyimiz şirin mavi sepetini görünce minik bir "Ayyy" nidası ile ne kadar önemli bir iş yapacağını farketmiş gibiydi. Vee sepeti önüne sunduk, önce şaşkın şaşkın baktı sonra içinden bir kağıdı çekti. Ardından tam çektiği kağıdı sepete geri atacaktı ki elinden kaptık :) Adaletsizlik olmasın, ilk çektiği kişi kazanan olsun diye...


Bu kez de o bizden kapmaya çalıştı. Neyse sonra açıp bakmamıza izin verdi paşacığımız :) Kazanan gördüğünüz gibi : Miyav Kedicik oldu. Kendisini tebrik ediyorum, puzzle' la uğraştıkça, kitabı her eline aldığında Bora Bebek'i hatırlamasını diliyorum :)  Şimdiden hem Kedimin Hobi Defteri blogu sahibi Miyav Kedicik'e, hem de tüm izleyicilerime sağlıklı, huzurlu, başarılı, sevgi dolu, musmutlu bir yıl diliyorum!

(Bu postu yazarken ocakta pişmekte olan Bora'nın yarınki yemeği "Ispanak"ın malesef dibi tuttu.Varsın olsun, bunda da bir hayır, güzellik vardır değil mi? :) )


Herkese sevgiler...


26 Aralık 2012 Çarşamba

Çekilişimde Son 2 Gün!

Merhabalar,

Yeni yıl hediyeleri için çekilişime katılmadıysanız son 2 gün olduğunu hatırlatırım! Herkesi bekliyoruuuum :)

Sevgiler

Yeni Yıl Hediyelerim


17 Aralık 2012 Pazartesi

Yine Yeni Kitaplar

Hediye kitap olunca duyurmadan geçemiyorum. Ben de şansımı denedim...

Herkese selamlar...

Kontesçe'de Çekiliş


16 Aralık 2012 Pazar

İşe Farklı Yoldan Gitmek

Geçtiğimiz hafta iki günlüğüne şirket dışında bir eğitime gidecektim.Eğitimin Boğaziçi Üniversitesi'nin Bebek'teki kampüsünde olacağını öğrenince biraz değişiklik olacak diye düşündüm. Ama değişiklik umduğumdan fazla geldi bana! Normal şartlarda işe gitmek için 7'de servise bindiğimden eğitimin bu yakada ve 9'da olması hem daha fazla uyumam hem de güne üç kez kahvaltı ederek başlamamı sağladı.
En sevdiğim öğün kahvaltıdır ve beni bıraksalar akşama kadar birkaç kez kahvaltı eder, başka birşey istemem! Üç kahvaltı diye abarttığıma bakmayın; ilki sabah kalkar kalkmaz bir gece önce yaptığım börekten bir dilimdi sadece açlığımı bastırsın diye. Sonra eşimle birlikte onun çalıştığı şirkete gittik ve sevgili eşim bana orda sıcak bir kahvaltı ısmarladı. Onun masasında kahvaltı ederek (etraftaki tüm dağınık proje çıktılarına rağmen) güne başlamak çok güzeldi :) Sonra eşim Bebek'e gitmek için beni taksiye bindirdi. Geçen seferki sokak simitçisi gibi (Bkz: Sokak Simitçisi) bu kez de sanki İstanbul'un en kibar taksi şoförüyle Boğaz kıyısından, Bebek sahilinden geçerek sabah koşusu yapan insanları izleyerek eğitim yerine ulaştım.İstanbul'un içinde ama İstanbul'a ait olmayan biryermiş gibi derler ya ben buna katılmıyorum. Bence gerçek İstanbul'muş gibi, eski güzel İstanbul'muş gibi geldi kampüs ve çevresi bana... Eğitim salonlarının bulunduğu şirin küçük binanın yakınına geldiğimde beni bu birbirinden sevimli kediler karşıladı! Eğitime beş dakika kalmıştı ama ben onların fotoğraflarını çekmeden girmedim içeriye. İlk gün cep telefonumla çekebildim onları ama ikinci gün hazırlıklıydım, profesyonel makinemi yanımda götürdüm. Yalnız yerlerinde durmuyorlardı ki onları şöyle güzelce bir çekeyim! Çekebildiğim kadarıyla çektim ben de. Şu sarı kedi var ya onu Bora'ymış gibi sevdim :) 


O gün tatilde değildim, gezide değildim, iş amaçlı bir eğitimdeydim ama işe farklı bir yoldan gitmiş gibi mutlu hissettim. Trafikte eşimle olmak, onla onun masasında kahvaltı etmek, sonra Boğaz'ı izleyerek kısa bir yolculuk etmek, dökülmüş yapraklar, yaprakların üzerinde, ağaçların arasında koşuşturan bu kediler, tanıştığım yeni insanlar, öğle yemeğinde bizi karşılayan renkli masa, kırmızı, mor bardaklar beni mutlu etmeye; tatildeymişim hissini vermeye yetti! Eğitim de umduğumdan güzel geçti, ballı kaymak oldu!
Hepinize şimdiden iyi haftalar, benimkinden çok daha güzel haftalar diliyorum.
Sevgiler...

13 Aralık 2012 Perşembe

Yastıklardan Yastıkaltı Yatırıma Sürpriz Çıkışı!

Yastıkaltı yatırıma hiç beklenmeyen bir yerden, yastıkların ta kendisinden tepki geldi!
Şu sıralar Garanti'nin yepyeni internet kampanyasında dile gelen yastıklar yastıkaltı yatırımın getirisini, götürüsünü kendi tatlısert bakış açılarıyla yorumladılar.

Türkiye'nin yakından tanıyıp çok sevdiği isimler: Özkan Uğur, Mazhar Alanson, Bartu Küçükçağlayan ve Gupse Özay'ın sesleriyle hayat verdiği yastıklar yastıkaltı biriktirme alışkanlığı üzerine neşeli yorumlar yapıyor, çektikleri çileyi dile getiriyorlar.

Onların bakış açısından yastıkaltı birikimin zorluklarını, zahmetlerini dinledikçe stres yönetimindeki yeteneklerini takdir edecek, birikim güvencesiyle ilgili kaygılarına siz de hak vereceksiniz. Yastıkların bile 'Yeter artık' dediği yastıkaltı yatırıma güvenli ve kazançlı bir alternatif olarak, neyse ki Garanti hep hizmetinizde.

Yastık altındaki altını ekonomiye kazandırmak amacıyla fiziki altınları mevduat olarak alan Garanti, 98 şubesiyle 'Altın Salısı' hizmeti veriyor. Takı ve altınların değeri, altın eksperleri tarafından hesaplanıp Altın Hesabı’na yatırılıyor. Böylece altın birikimleri çalınma korkusu olmadan garantiye alınıyor.

NET Hesap ise farklı birikim hedefi olan müşterilere vade sonunda elde edilecek net kazancı ilk günden bildiriyor. Birbirinden farklı 4 hesap sayesinde müşteriler hem biriktirme alışkanlığı kazanıyor hem de vade sonundaki getirisini hesap açılışında garantiliyor.

Garanti'nin birikim ihtiyaçlarınız için en uygun çözüm önerileriyle ilgili daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz, yorumlar #yastıkaltıyatırım hashtag'inde



Bir bumads advertorial içeriğidir.

9 Aralık 2012 Pazar

Bir Şirin Paket Geldi :)

Seher'in Marifetleri blogunun sahibi sevgili Seher Hanım'ın düzenlediği çekilişin kazananı ben olmuştum! Bora her ne kadar 1 yaşına gelmiş olsa da ona diş buğdayı yapamamış olmam biraz üzüyordu beni...Bu dişleri görünce bayıldım ve bana çıkmasını çok istedim ve öyle de oldu! Hayatımda ilk kez bu tarz bir çekilişte ben kazandım!Geçtiğimiz hafta bu şirin paket elime ulaştı. Öyle de güzel bir kutu içine yerleştirmiş ki dişleri... Geleceğini bildiğim halde sanki sürprizmiş gibi mutlu oldum tekrar :) Seher Hanım o kadar özene bezene yapmış ki bu şirin dişleri, hepsine bayıldım... O kadar nazik ki bir de pakete Bora için bir oyuncak eklemiş. Şirin mi şirin bir ahşap puzzle oyuncak... Akşam Bora oyuncağını görünce "Aaaa" dedi, çok sevindi... :) Seher Hanım tekrar elinize sağlık, tekrar Bora ve kendim adına teşekkür ediyorum...Kocamaaaaan öpüyoruz Bora ile...

Selamlar...


Çekiliş: Yeni Yıl Hediyelerim Var! :)

Herkese Merhaba!

Hediyeleşmek dünyanın en güzel şeylerinden biri, öyle değil mi? Hele minik, şirin hediyeler ve de hediyelerin en güzeli "kitap" olursa o hediye paketinin içinde, bana paha biçilmez gelir. En yakın arkadaşlarım ve eşim bunu bilirler...Bana gelen hediye paketlerinin içinden bir kitap çıkmışsa ve kitabın ilk sayfasına içten gelen bir not yazılmışsa gözlerimin nasıl parladığını bilirler... Çok küçükken bile harçlıklarını biriktirip koşa koşa kitap almaya giden; anne, babasından kalan kitapları değerli birer hazine parçasıymış gibi gören biri için başkalarına kitap hediye etmek de, hatta kitap okumayı sevmeyen çocuklara, gençlere kitap okumayı sevdirmek de beni en mutlu eden şeylerden biridir.

O yüzden sevgili blogger arkadaşlarıma yeni yıl hediyesi olarak içinde ünlü kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un "Elveda Gülsarı" isimli kitabı da olan küçük bir hediye paketi hazırladım. (Kitabı geçen akşam D&R'da gezinirken gördüm ve çekiliş içim hemen satın aldım. Ben yıllar önce lisedeyken bu kitabı okumuş ve çok beğenmiştim...Umarım kazanan da beğenir :) )
Yeni yıla güzel bir puzzle ile başlasınlar diye Jean Portales'in "Beyaz Leylaklı Türk Kızı" resminden oluşan 1000 parçalık bu puzzle'ı aldım. Ve madem yeni yıl hediyesi dedik, yeni yıl ve kar temalı iki minik el havlusunu da hediye paketine ekledim :) Umarım beğenirsiniz...


Bilenler bilir, çekilişe dahil olmak için koşullar standart :

  • Blogumun izleyicisi olmanız,
  • Bu çekiliş postunu görseli ile birlikte blogunuzda ve facebook'ta (varsa twitter hesabınızda) duyurarak linklerini postun altına yazacağınız mesajda paylaşmanız,
  • Vee size ulaşabilmem için mesajınıza e-posta adresinizi eklemeniz :)
Çekiliş 28 Aralık 2012 akşamına kadar devam edecek ve o haftason kazananı yine buradan duyuracağım.Kazananı Bora'nın minik parmakları belirleyecek, resimleri ile buradan paylaşacağım :)

Şimdiden herkese iyi seneler...

Derya

4 Aralık 2012 Salı

Bora'nın Doğum Günü Partisi (Bölüm 2)

Dün akşam söz verdiğim gibi bu akşam da doğum günü kutlamamızı anlatmaya devam ediyorum.
Misafirlerimizin çoğu parti mekanına gelince herkesi biraz kibarca, biraz cebren ve hile ile masalara oturtmaya çalıştık! Malum hepsi genç, ele avuca sığmıyorlar.Sürekli bir kaynaşma, sürekli bir laflama, gülüşme durumları...Bir bakıyorum Bora Nazan'ın kucağında bir bakıyorum Berna'ya geçmiş, ordan hooop Gökçe'nin boynuna sarılmış! Yakası paçası dağılan Boralika'mızı da alıp pastamızın gelmesini bekledik. Bora için yaptırdığımız ilk pasta aşağıdaki gibi. Ama biz pastayı almaya gittiğimizde ben ne olur ne olmaz diye yedek olarak ikinci bir pasta daha alalım dedim. İyi ki de almışız,çok şükür dilimlerimiz yeterli büyüklükte kesilebilmiş :) 


Pastası geldiğinde gözlerinden uyku akan Bora'cığım küçük bir şaşkınlık geçirdi ama sonra hemen duruma ayak uydurup pastaya gözler, mumları üflemeyi bekler oldu!
"Ne oluyor, niye toplandınız, nedir bu?" dercesine bakışlar attı etrafa ve pastasına... Ama pastayı keserken bıçağı bile tuttu benim cool oğlum :)


Oğlumuzun ilk pastasını keserken bu kadar duygulanacağımı tahmin etmezdim. Değişik bir duyguymuş...Doğumu, henüz 36 günlükken zatürre olup hastanede yatışı, ölümlerden dönüşü, yazın Koca Anneannesi ve Dedesi ile benden uzakta Taşköprü'de geçirdiği zamanlar, gün içinde çalışırken akşama kadar ona duyduğum özlem, hepsi hepsi gözümün önünden, aklımın içinden geçti bir anda...


Hayatımın eeeen büyük sürprizi, eşimle birbirimize 14 Şubat 2011 sevgililer günü hediyemiz, altın çocuk Bora, iyi ki doğdun, iyi ki gelip hayatımızın içine, kalbimize yer ettin. Canımın parçası biricik oğlum, Boralika'm Allah seni bize iyi ki gönderdi... Hayatın boyunca hep güzel insanlarla karşılaş, güzel insanlarla bir arada ol... Bu çılgın annenin, koca bebek babanın seni çooook sevdiğini hiç unutma!


Bora'nın ikinci doğum günü kutlamasını ise bu haftasonu ailelerimizle birlikte yaptık.Evde, aile arasında küçük bir kutlama oldu. Bu kez pastasını resimli yaptırmak istedik. Bora'nın dünyaya gözlerini açtığı ilk güne ait bir fotoğrafını seçtik pasta için.


Şirinler çizgi film karakteri gibi bir fotoğraf...Minik tulumu ve şapkası ile sanki bambaşka bir bebekti Bora. Dayılarıyla,  babannesiyle, halasıyla, Tuğçe Ablası'yla doya doya oynayıp yine yorgunluktan bitap düşen Bora pastasını keser kesmez uyudu!


Doğum günü kutlamamızda emeği geçen, bizi yalnız bırakmayan herkese, ailemize, dostlarımıza tekrar sonsuz teşekkürler! İyi ki varsınız!

Bora'nın Doğum Günü Partisi (Bölüm 1)

Canım oğlum Bora'nın 1. yaş günü kutlamaları ile ilgili aylar öncesinden kafamda çeşitli fikirler uçuşmaya başlamıştı. Hatta aylar öncesinden değil, Bora'cık henüz annesinin karnındayken doğum günü partileriyle ilgili postlar, yayınlar bulur okurdum. Ben çocukluğumdan beri kendi doğum günlerimi pek sevmezdim, mutlu olmazdım doğum günüm yaklaştığında. Ama Bora için sıcak, keyifli ve sevdiklerini bir arada görebileceği bir gün olarak başlasın ilk doğum günü istedim. İstedim, istedim ama yapabildim mi bilemiyorum. Hafta içi iş, hafta sonları alışveriş, ev işleri, nişanlar, düğünler, bayramlar üst üste gelince Bora'cığımın doğum günü hazırlığı için maalesef bana zaman kalmadı. Daha çoook var derken bir baktım ki doğum gününe 15 gün kalmış! Resmen öyle oldu yani, bir gece iş dönüşü notebook' umun başında bloglarda gezinirken sanki şimşek çaktı beynimde birden! "Bora'nın doğum günü geldi! Ve eyvah ki ben birşey yapamadım!" dedim.

Evimiz küçük olduğu için kutlamayı evde yapamayacaktık.Arkadaşlarımızın arasında hemen hemen çocuğu olan ilk çift biz olduğumuz için sevgili arkadaşlarımız, canlarımız Bora'yı çok severler...Aylar öncesinden, daha Bora'nın meşhur 40 Uçurma Partisi' nden beri doğum gününü nasıl yapacağız, ne yapacağız diye sormaya başlayan arkadaşlarımız için de ayrı bir kutlama yapmaya karar verdik. Ailelerimiz ile evimizde ayrı bir kutlama yapacaktık.

Bora'nın doğum tarihi 23 Kasım 2011. Aylar öncesinden (sanırım Ağustos ayıydı) yaptığımız tek hazırlık eşimle Forum İstanbul'un kesinlikle en güzel restaurantı olan Earth Cafe'de yemek yerken "Aaa acaba Bora'nın doğum gününü burada yapabilir miyiz?" diye düşünüp hemen icraata geçip restaurant yöneticisi ile fikrimizi paylaşmaktı. Masamıza gelip bizimle sohbet eden restaurant yöneticisi bey bize tam istediğimiz gibi fikirler sunmuştu. Zamanı gelince tekrar görüşmek üzere vedalaşmıştık. Ancak aradan geçen onca zamana rağmen tekrar fırsat bulup konuşmaya gidememiştik. Doğum gününe yaklaşık 15 gün kala tekrar uğrayıp günü saati  ve mönüyü netleştirdik.İyi ki de yapmışız, çünkü ben daha davetiye hazırlayacaktım. Ee davetiyeye kutlama yeri ve saati yazılmadan olmazdı. Velhasıl yeri kesinleştirince üzerimden büyük bir yük kalktı ve bir gecede Bora'nın doğum günü davetiyesini hazırladım.Kesinlikle daha güzel bir davetiye yapabilirdim ama hem zamanım kalmamıştı hem de o gece elimden bu çıktı ve ben bunu sevdim! :) Bakın bakalım siz de beğenecek misiniz?


Davetiyeyi hazırlar hazırlamaz arkadaşlarımıza e-posta ile iletmeye başladık. Yavaş yavaş organize olduk ve ben de arkadaşların "Biz de geliyoruz!" yanıtları ile iyice mutlu oldum! "İyi ki Doğdun" yazısı için internetten banner araştırmaya başladım ama kolaylıkla kullanabileceğim bir banner formatı bulamadım. Ben de Paint ve Picasa programlarını kullanarak aşağıdaki gibi basit ama renkli bir banner yaptım.Bunu yapmam bile 3 akşamımı aldı. Ama çok zevk aldım! Çıktı alıp beyaz bir kurdele üzerine yapıştırarak aşağıdaki gibi acemi bir banner sahibi oldum!


Bu arada doğum günü partisi için "Küçük Prens" konsepti uygulamak istemiştim. Maalesef istediğim gibi yapamadım ama kral/prens tacını da davetiyede,banner'da ve kürdanlıklarda kullanmadan edemedim!Bora'nın yaklaşan doğum gününü bilen sevgili blogger arkadaşım Sema da bana ulaşıp konsepti sorma inceliğinde bulunarak Bora'ya hediye olarak linkteki anı defteri, kalem ve rozetleri yapmış. Hem de gece yarılarına kadar uğraşarak...Beni hem şaşırttı, hem çok mutlu etti. Tekrar çok teşekkür ederim canım Sema'cığım!

Bora'ya çok istememe rağmen vakit bulup Diş Buğdayı Partisi yapamamıştım, o nedenle bazı kürdanlara süs olarak "Bora'nın Dişi Çıktı", "Bora'nın İnci Dişleri" gibi sözleri de şirin diş görselleri ile ekledim. Bir taşla iki kuş vurup en azından dişlere bu şekilde değinmek istedim ;)

Doğum gününe gelen misafirlerimize hediye etmek için minik meyve püresi kavanozlarına çıtır çıtır çikolatalı mavi, sarı drajeler ve badem şekerleri koyarak mavi tül ve kurdele ile süsledim. Tabi kavanozların üzerine ve kapaklarına "Bora 1 Yaşında", "Küçük Prens Bora" yazan yuvarlak etiketler basıp onları da yapıştırdım. Hep tek başıma yapmış gibi anlatıyorum ama bütün bu emeklerde canım sevgilim Mehmet'in de payı var; hem de çok büyük! Gecenin bir yarısı kavanozları yaparken draje biter Mehmet üşenmez koşar alır, kağıtları kesme konusunda çeşitli yöntemler geliştirir, kurdeleleri ve tülleri eşit boyutlarda kesmek için uğraşır da uğraşır...Veya benim rahat çalışabilmem için Bora'yı uyutmaya, oynatmaya çalışır... (Bora'cığım yıllar sonra Blogger kapanmaz da bu postu okursan annen ve babanın ellerinden geldiğince senin için birşeyler yapmaya çalıştığını görüp mutlu olursun umarım :) Seni çok seviyoruz! )


Doğum günü partisi için Bora'nın Pamuk Teyzesi muffin yapma teklifinde bulunmuştu.Son gece işten yorgun argın gelip bizim için muffin pişiren canımız Pamuğumuz bitterli muffinlerinin boyutu ve görünüşleriyle bir türlü tatmin olmayıp bana resim göndermeye başladı. Ben güzel olduklarına emindim ama yine de garantici kişiliğim çoktan diğer koldan muffin yapımına başlamıştı bile! Yukarıdaki muffinler partiye bir gün kala hayatında ilk kez muffin yapan biri tarafından, benim tarafımdan yapıldı! Şimdiden yiyenlerden özür diliyorum :) Ama kendimi geliştiriyorum :) Ayrıca Pamuğum'un muffinleri de bol bitter çikolatalı ve lezzetli oluşlarıyla ayrı bir çeşit oldular!

Doğum günü sabahı ailecek hazırlanıp Bora'ya boyundan büyük kravatını da takıp yollara düştük. Önce pastamızı aldık sonra parti mekanımıza gittik. Hava çok yağmurluydu, arkadaşların trafikten gecikebileceğini tahmin ettik. Gerçekten de öyle oldu. Ama her zamanki gibi en erkenci Hatice oldu! İş görüşmesine gitmeden önce erkenden gelip bize süsleme konusunda yardım etti, Bora ile ilgilendi benim canım, güzel arkadaşım :) Maalesef görüşmeye yetişebilmek için pasta kesilmeden ayrılmak zorunda kaldı :(


Aşağıdaki kurabiyeler de canım arkadaşım Burcu'nun Bora'ya gece yarısı sürprizi! Kendisi hamarat mı hamarat, becerikli mi becerikli bir hatundur. Roomsgardens blogunun yanı sıra benim minik kurabiyem isimli bir blog daha açtı.Kendisini takip edebilirsiniz! Ortadaki bebişler Bora ile sevgilisi imiş efendim! Yemem için sarı elbiseli gelin adayımı bana verdiler ama ben yemeye kıyamadım, bağrıma bastım müstakbel kurabiye gelinimi! :)

Bu arada hev hevleyerek masalar üzerinde gezinen Bora'nın kahverengi köpekciği ile bu sarı balonu aynı karede buluşturan usta fotoğrafçı Hatice'me çoook teşekkür ediyorum bu güzel kare için!

Sol alttaki kavanoz ile Bora ve annesini aynı karede buluşturan canım Pınar'cığıma da binlerce teşekkürler ;)


Neyse teşekkür faslını şimdilik sonlara saklayıp fotoğraf paylaşmaya devam edeyim. En son güzel bir Edirne gezisi yaptığımız arkadaşlarımız sevgili Gökçe ve Kürşat veee tabi ki Bora'nın sevgili minik arkadaşı Tolgahan da gelince Bora zevkten dört köşe oldu!


Bir hafta sonra nişanı olmasına rağmen Hande Teyzesi de doğum gününde Bora'yı yalnız bırakmadı. Liseden arkadaşımız eşimin de sevgili kankası olan Mehmet'in gelişi de bizi çok mutlu etti!Uzun zamandır görüşmemiştik...Yine liseden sınıf arkadaşımız Gökçe'ciğimiz de her önemli günümüzde olduğu gibi bugün de bizim yanımızdaydı. Burcim, güzel kardeşi Edacığımız, canımız bıcırımız Elif'imiz, Miss Bonn'um Berna'cığım ve sevgili arkadaşı Serkan da gelince benim üniversite kadrom tamamlanmış oldu! Birtanecik Nazoşum ve eşi Tayfun (taze evliler) da çok geç olmadan gelince yüzüm iyice güldü :) Ardından Nevinciğimin yakışıklı, çapkın bakışlı oğlu Emir ile kapıdan görünmesi üzerine ballı kaymak oldu :) Ee bu işe en çok sevinen de Bora oldu!


Bora'nın, daha doğrusu Emre Bora'nın isim babası Emre ve güzel eşi, güzel arkadaşım Gözde'nin gülen yüzleriyle bize doğru geldiklerini görünce bizim de gülümsememiz ikiye katlandı! Mehmet'in arkadaşı, Kürşat'ın yeğeni Burak ve kız arkadaşı Özge; yine Mehmet'in iş arkadaşları sevgili Hülya, eşi ve şirin oğulları Umut Ali ile doğum günü kutlamamıza katılarak bizi çok mutlu ettiler.

İş arkadaşım, canım Gülnur, eşi Hakan, yakışıklı oğlu Mert ve minik prenses Necla Nazlı'yı pastamızı kesmek için bir parça bekledik, ee beklerken boş durmadık pizzalarımızı ve patates kızartmalarımızı yemeye başladık!  Onlar da gelince pastamızı kestik! Pastadan sonra sonra sevgili iş arkadaşım Selda, eşi Gökhan ve güzeller güzeli kızları Alara aramıza katıldılar.Eski iş arkadaşım Pervin'in onca koşturmaca içinde güzel kızı Tuana ve yakışıklı oğlu Eren ile doğum günü partimize hem de ikinci kez gelmesi beni çoooook mutlu etti! "İkinci kez nasıl oluyor?" diyen olursa hemen açılayayım; Pervin yanlışlıkla bir hafta önce tarihi karıştırıp aynı mekana bizim doğum günü partisi için gelmiş! Hem de Tuana ve Eren ile...Bazen benim de tarihleri karıştırdığım olur, hatta ben de bir keresinde bir kına gecesine yanlışlıkla bir gün sonra gitmiştim :) İki kez yorulduğu için çok üzüldüm ama "Tekrar gelme, gelmiş kadar oldun!" dememe rağmen onca yoldan yine gelmesi bizim için paha biçilmez bir hediye oldu.

Gelenlere, gelemeyenlere, uzaktan görüp kutlayanlara, kutlamayanlara tekrar teşekkür etmek istiyorum. Bora'nın birinci yaşı bizim için önemliydi, oğlumuza ve tüm çocuklara güzel, hayırlı, sağlıklı birer ömür diliyorum.Yarın akşam doğum günü pastamız ve partinin devamını anlatacağıma söz vererek şimdilik yazımı sonlandırıyorum. Sabredip bu uzun yazımı okuduğunuz için de teşekkürler ;)

Herkese sevgiler...

Derya