Sayfalar

4 Kasım 2012 Pazar

Boralika ile Edirne Gezimiz-1

Heyecanla beklediğimiz bayram sonrası İtalya gezimiz son anda iptal olunca teselli gezisi olarak Gökçe ile ve tabi ki çok değerli eşlerimiz ile bayramın son günü ve Cumhuriyet Bayramı için 2 günlük Edirne gezisi planladık.Edirne niye diye soranlara; özel bir sebebi yok, yakın ve çocuklarla gidilebilecek biryer olarak ilk aklımıza orası geldi sanırım.

Bayramın 3. günü Gökçeler'in evinde geceden kavuştuk iki aile.Minik Tolgahan'ı sarıp sarmalama, hoplatıp zıplatma hayaliyle eve çıkıp paşanın gaz sancısı çektiğini görünce üzüldük.Sabaha iyiydi çok şükür, erkenden yola çıktık. Bora bu yolculuk ile ana kucağından araba koltuğuna terfi etmiş oldu.Koltuğunu çok sevdi paşacığımız, yol boyunca önce kitap okudu, sonra şarkı söyledi derken çok geçmeden uyudu. Zaten yollar da bomboştu, 1,5 saatte Edirne'ye ulaştık.Kent merkezinden geçip benim Edirne'de en çok merak ettiğim yer olan Meriç Nehri'ne doğru yol aldık.


Benim çok yakın arkadaşlarım hep Edirne'lidir, orada yaşamıştır veya Çanakkale'lidir.Nazan,Pınar, Hatice...Özellikle Nazan'ın Trakya Üniversitesi'nde okuması, o yıllarda ikimizin de yazıya çiziye meraklı tipler olmamız sebebiyle interneti, teknolojiyi bir tarafat bırakıp birbirimizle sık sık mektuplaşmamış, bana her hafta Edirne'den gelen renkli,çiçekli,kelebekli zarflar daha bir sevdirmiştir bu şirin kenti bana.

Onların da tavsiyeleriyle meşhur Lalezar Çay Bahçesi'ne gitmeden olmazdı! Lalezar Restaurant'a yaklaştığımızda bu harika manzarası eşliğinde kahvaltı etmek için can attık. Kahvaltıyı heyecanla bekleyen iki küçük beyin, iki küçük bayram paşasının resimlerini yukarıda görmüşsünüzdür zaten :)
Lalezar'daki kahvaltımız keyifliydi.Hoşuma gitmeyen iki küçük şey, bu güzel restaurantta sadece tek bir mama sandalyesinin olması ve vestiyer bulunmaması idi. Sizce ben bunu yetkililere iletmeden durabilmiş miyimdir? :) Tabi ki hayır...Bir dahaki sefere kontrol edeceğim bakalım, dikkate almışlar mı? ;)
Kahvaltı sonrası yağmur çiselemeye başladı ve biz bu tatlı yağmurda Lalezar'ın bahçesinde kısa bir gezinti yapıp fotoğraf çektik.

Sonraki durağımız Lozan Anıtı oldu. Trakya Üniversitesi Rektörlük binası ve Mimar Kemalettin imzalı tarihi Tren İstasyonu binasını da içinde barındıran bu kampüs gerçekten çok farklı bir zaman diliminde yer alıyor gibiydi. Barış teması üzerine yapılan anıt 1998 yılında alınan bir karar ile Lozan Konferansı anısına yaptırılmış.

Eski Edirne Tren Garı Mimar Kemalettin Şark Demiryoları şirketi için tasarladığı dört gar binasından biriymiş.Filibe, Selanik ve Sofya garları... 1974 Kıbrıs olayları döneminde bu gar kısa bir süre karakol olarak da kullanılmış.1977 yılında ise Trakya Üniversitesi'ne bırakılmış.



Üniversite kampüsünden birbirlerinden 20-30 metre uzaklıkta kurulmuş bu şirin yapılar farklı bölümleri temsil ediyor. Ne kadar güzel!

Çiseleyen yağmurda elinde sımsıkı tuttuğu pembe şemsiyemiz ile Bora'nın uslu uslu gezmesi çok şirindi. Şemsiyeyi azıcık alalım desek cool çizgisinden ayrılan Bora Bey hemen yaygarayı kopardı. Biz de onu şemsiyesinden ayırmamak için elimizden geleni yaptık.

Eee hazır buraya kadar gelmişken de Bora'nın üniversitenin Heykel Bölümü'ne ön kaydını yaptıralım dedik :) 


İlk gün epeyce bir gezdik. Bunu tahmin ettiğimiz için bir gece konaklayalım, hem doya doya gezelim birşey atlamayalım hem de dinlenmiş olalım dedik.İyi ki de öyle yapmışız!

İnternetten kısa bir araştırmayla kalacak yer olarak Hotel Edirne Palace'ı seçmiştik kendimize.Web sitesinden çok hoş ve temiz bir otel olarak görünüyordu ama önemli olan iki bebekle oraya ulaştığımızda içimize sinip sinmeyeceğiydi.Biraz da oteli ben seçtiğim için tedirgindim açıkçası ama beni mahcup etmediler. Umduğumuzdan da daha şirin bir otelle, güleryüzle hizmet veren görevlilerle karşılaştık. Gecenin 3'ünde 5'inde kaynatılmış sıcak mama sularını odamıza jet hızıyla ve memnuniyetle getiren servis görevlilerine buradan da tekrar teşekkür ediyorum! İşletme yönetimi mütehassısı, girişimci ruhum hemen kendini otel sahibinin yerine koyarak bu ara sokaktaki küçücük otelin bu şekilde dekore edilerek hizmete sunulması ve işini severek yaptıkları belli olan çalışanlarını görünce "Bravo, bravoo!" dedi!

İlk gün otele yerleşip bebek beyleri doyurup kıyafetlerini değiştirdikten sonra tabi ki gezimize devam ettik! İkinci bölümü ayrı bir post ile yayınlıyor olacağım.Şimdilik bu kadar :)

Herkese şimdiden güzel haftalar, mutlu pazartesiler...

17 yorum:

  1. Edirne'ye gitmeyi ben de çok istiyorum, bu postunu sık kullanılanlara ekledim. En kısa zamanda devamını da bekliyorum :)) Edirne için bana şimdiden rehberlik yaptığın için teşekkürler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asime'cim ben de sana teşekkür ederim! Umaırm en kısa zamanda gider görürsünüz.Biz çok keyif aldık kapalı havaya rağmen, inşallah sizin de harika geçer...

      Sevgiler :)

      Sil
  2. Ben de Asime'ye katılıyorum,çok iyi bir rehber oldun.Hiç gitmedim ben de,inşallah en kısa zamanda gideriz.Bora çok yakışıklı annesi,yerim onun beresini:)Arkadaşı da çok tatlı,öptüm ikisini de:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım benim... :)İnşallah gidersiniz yakışıklı paşacık ile en kısa zamanda..Beresi başka bir bebek ablasının hediyesi, Dide Ablası'nın :)
      Biz de sizi öpüyoruz kocaman :)

      Sil
  3. AHH CANIM HERŞEY Bİ YANA DA SEN PEK Bİ ZAYIFLAMIŞSIN ANNEMM!ödül verdim sana gel al aşkım öpüldünüz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bora mı zayıflamış Sema Teyzesi? Farkediliyor di mi? Çok az yiyor artık :(

      Sil
  4. yazıdaki Edirneli Pınar benim :) çok güzel anlatmışsın cnm, Edirne'nin kapalı havası bile durdurmamış sizi gezmişsiniz ne güzel, Bora'yı gayretinden ve usluluğundan dolayı öpüyorum kocaman, benim için de Edirne demek yaprak ciğer, peynir helvası, düğün dernek demek... :) bir de havanın açık olduğu zamanlarda ilkbahar, yaz ayları daha şenlikli oluyor, biraz keyifçi bir halkı var bizim oraların :) o zamanlarda gitmek daha da keyif verebilir gezmek isteyenler için

    YanıtlaSil
  5. Canım Edirne'li Pınar'ım, canımmmmm, dostum...Çok haklısın hava güzel olsa ve yanımızda sizin gibi rehberler olsa daha güzel geçerdi kesin! Ama biz yine de çok keyif aldık gezimizden...Sadece ben daha da farklı hayal etmiştim Edirne'yi o kadar! Ama yaprak ciğer harikaydı ;)

    YanıtlaSil
  6. Canım teselli gezisi diye başlamışsın ama süper bir teselli olmuş bu:) Biz de birkaç kere niyetlenmiştik Edirne'ye kısmet olmamıştı, şimdi okuyunca daha da arttı isteğim:) Bir de o pembe şemsiyenin altındaki emzikliyi yerim ben, söylemeden geçemeyeceğim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önce teselli diye gittik ama çok eğlendik ve dinlendik canım :) Siz de en uygun zamanda gidersiniz inşallah beni de anarsınız :)
      O emzikli sizi öpermiş teyzesiiiii :)

      Sil
  7. Ben de Edirneye birkez gittim ama çok kısa bir gezi ve kalabalık bir aile gezisi olduğu için pek bişey anlayamadım. Çanakkale'ye gitme düşüncemiz var, belki yolu uzatıp oralara da gideriz kimbilir?
    Boracığımın şemsiye tutuşuna da hayran olduğumu belirtmeden geçemiycem..:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    2. Çanakkale de bambaşka biryer Ayser, ben de 7-8 yıl önce şehitliklere gitmiştim ve çook etkilenmiştim. Aslında yazın Edirne'nin Keşan ilçesine Erikli yazlık mekanına veya Enez'e denize gitmek lazım. Biz eskiden oraya giderdik denize...
      Sorma Ayser Ablası Bora şemsiyeye bayıldı :)

      Sil
  8. Çok güzel bir gezi olmuş bizde hep eşimle edirneye gitmek istiyoruz ama bir türlü fırsat olmadı ama gidersek senin bahsettiğin yerleride gezmeden olmaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım en kısa zamanda gidersiniz canım, daha bahsedeceğim başka yerler de var :)

      Sil
  9. Güpgüzel , tarih kokan bir gezi olmuş ! ;-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler canım, beğenmene sevindim süpsüpeeer :)

      Sil

Yorumlarınızı çok seviyorum :)